26 Nisan 2012 Perşembe

Atatürk'ten Son Mektup

Atatürk´ten Son Mektup
Siz beni halâ anlayamadınız.
Ve anlamayacaksınız çağlarca da...
Hep tutturmuş ´Yıl 1919, Mayıs´ın 19´u´ diyorsunuz.
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz.
Mustafa Kemâl´i anlamak bu değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
***
Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?
Mustafa Kemâl´i anlamak yerinde saymak değil.
Mustafa Kemâl´in ülküsü, sadece söz değil.
***
Bana, muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan...
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı?
Mustafa Kemâl´i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
***
Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın !
Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların...
Mustafa Kemâl´i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil...
***
Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız;
Laboratuarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı... Kitaplar...
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar...
Mustafa Kemâl´i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
***
Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü...
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?
Mustafa Kemâl´i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil. 
***
Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla.
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter!
Mustafa Kemâl´i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil...

             Halim Yağcıoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder