2 Ekim 2013 Çarşamba

ŞİMDİ FIRTINA KOPARIYORUZ

ŞİMDİ FIRTINA KOPARIYORUZ

Okullarda “Andımız” kaldırıldı diye şimdi bir bardak suda fırtına koparıyoruz.

Daha önce neredeydik?

Andımızı yıllarca, papağan gibi söyledik durduk. Ondaki anlamı beyinlerimize yerleştirebildik mi? Uygulayabildik mi?

Kendimize özgü eğitim sistemi üreteceğimize, Atatürk öldükten çok kısa süre sonra  bu konuda adeta ABD’ye teslim olmadık mı?

Atatürk inkılaplarına, O’nun ilkelerine ve ilerici görüşlerine sahip çıktık mı? O’nu birazcık olsun anlamaya, O’nun gibi düşünmeye yanaştık mı?

“Türk, övün, çalış güven!” dedi. Övünmesini iyi biliriz de,  çalışmasını bildik mi? O, bu ülkeye, bu vatana tüm imkânsızlıklara rağmen çok büyük değerler kattı. Uygar ülkeler seviyesine erişmek için; “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz” örneğinde olduğu gibi bize nice yollar gösterdi. O yolları görebildik mi, o yollardan gidebildik mi?

Ülkeyi yönetenler;  vatan ve ulus çıkarları yerine kişisel ve partisel çıkarlar uğruna, nice maddi ve manevi değerleri ayaklar altına almadılar mı? Her devirde demokrasi masallarıyla milleti kandırmadılar mı?

Türk insanı cesurdur, dürüsttür, mertdir, doğrucudur, yalan söylemez. Tarih böyle yazıyor. Ama o eskidenmiş desek yeridir.

Tarihte kapitülasyonları yaşamış ve onlardan ders almamış insanların evlatları, torunları olarak ezeli düşmanlarımızdan aldıkları ağır borçlarla, ülkemizi hamile bırakmadılar mı? Sonra da onların birçok isteğine boyun eğmediler mi?

Dünya Bankasına, IMF’ye olan borçlarımızı ödeyemez durumda kalmadık mı ?

Zengin Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü değerlerini kendi ellerimizle, kendi öz sermayemizle işletmekten aciz insanlar durumuna düşürülmedik mi? O kaynakların değerini bilip, sahip çıkabildik mi?

Avrupa ülkeleri ile gümrük anlaşması yaparak, onların mallarına gümrük vergisiz kucak açmadık mı? Peki biz onlardan harıl harıl mal alırken, onlara ne satabildik, ne kadar satabildik? Alım satım (ithalat-ihracat) arasında hiç denge kurabildik mi? Hiç açığı kapatabildik mi? Hayır.

Ey Türk Ulusu !

Zaman geç de olsa “Andımız” a söylem olarak değil, gerçek bağlamda hep birlikte sahip çıkalım. Hedeflerimizi tam anlamıyla ortaya koyalım.

Başta Batının boynumuza geçirdiği, günden güne kalınlaşan sermaye zinciri olmak üzere tüm zincirlerden kurtulmaya çalışalım.

Türk insanı zekidir. Kafasını isterse çok iyi kullanabilir.

Ve… İstiklal Savaşında olduğu gibi elbirliği ile her şeyin üstesinden gelebilir. Bunun için çok şeye ihtiyaç yok. Yeter ki, isteyelim ve birlikte hareket edelim.

Sözlerimi şimdilik aşağıdaki şiirimle bitiriyorum.

A  T  A  M

Dünyaya rehber oldun,
Uykudan göremedik.
Hep sözle dedik durduk,
İzinden yürümedik.

“İleri” dedin hep bize,
“Dünya gelmeli dize”…
Mahcup olduk biz size,
Hedefe varamadık.

Ne sanayi, ne tarım,
İşler hep kaldı yarım,
Nerde köklü yatırım?
Şaşkınız, bilemedik.

Ekonomi tekliyor,
“İmdat” diye bekliyor,
Dayanıyor, çökmüyor,
Bir dümen veremedik.

Devletin malı deniz,
Sanki sahip değiliz,
Sömürüldük daim biz,
İnanın ,edemedik…

Nerde gerçek eğitim?
Gençliğin kaldı yetim,
Yolumuz oldu çetin,
Biz çağa eremedik.

Başlardan gitmez duman,
Zaman, maddeci zaman,
Aman vermiyor, aman
Bir candan gülemedik.

Rahatın yok yerinde,
Üzüntün çok derinde,
ATAM! Yine görün de,
Gelelim kendimize…
Bir türlü gelemedik.

İsmail KARA 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder