27 Kasım 2014 Perşembe

MEDYANIN ROLÜ

MEDYANIN ROLÜ
                                                                                                              İsmail KARA
        Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de medyanın; siyasal, sosyal ve ekonomik alandaki rolü oldukça büyüktür.
        Yeni bir ürünün gazete ve televizyonlarda reklamı yapıldığında, nasıl hemen arandığını herkes bilir. Bu bile piyasayı, dolayısıyla ekonomiyi az çok etkilemektir. Aslında yine yeni ürünlerin üretim ve pazarlamasından farksız olan moda, medya üzerinden pazarlar yaratır.
        Siyasî kuruluşlar kendi duyuru ve reklamlarını yapabilmek için medyayı kullanır.
Medyadaki tanıtımlarıyla amaçlarına ulaşmaya çalışırlar. Onlar için medya bir nevi silahtır. Muhtelif ülkelerde, bazı zamanlarda bu nedenle siyasal iktidarlarca medya ele geçirilerek yandaş yayınlar yaptırılır.
        İktidar aleyhine yayın yapan kuruluşların önü kesilir, maddi ve manevi destekten
yoksun bırakılmaya çalışılır. Bunun dışında değişik cezalara çarptırılır. Osmanlının son döneminde Sultan Abdulhamid zamanında padişah aleyhine hiçbir gazete yayın yapamaz hale getirilmiştir.
        Aynı şeyler, son yıllarda ülkemizde de bir hayli yaşandı.
        Oysa ki, medyanın her üyesi, kendini iyi bir okul olarak algılamalı, toplumsal değerlere saygılı olmak şartıyla; tüm doğruları yansız bir biçimde duyurabilmelidir.
        Büyük Önder Atatürk konuyla ilgili olarak şunları söylemiştir;
        “Gazeteciler gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır”.
        “Gazeteciler kanunun ve kamunun yararlarının aksine işlemlere tanık ve bilgi sahibi olduklarında gerekli yayında bulunmalıdır”.
        “Cumhuriyet devrinin kendi zihniyet ve ahlâkı ile donanmış basınını, yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir”.
        “Yayıncılık hiçbir sebeple baskı ve nüfuza tabi tutulamaz”.
        Atatürk’ün bu sözlerinden sonra dünyaca tanınmış bazı kişilerin sözlerine de değinelim;
        “Basın hürriyeti kalkarsa, vicdan, eğitim, konuşma hürriyetleri de kalkar”.
(Roosevelt)
        “Basın hürriyeti, öteki hürriyetlerin emniyet sübabıdır; diktatör hükümetlerden başka hiçbir kuvvet onu kısamaz” (George Mason)
        “Meclis, konuşma ve basın hürriyetlerini kısan kanunlar yapamaz” (ABD Anayayası)
        Günümüzde medyanın hemen hemen yaşantımızın her alanına olan etkileri asla küçümsenemez. Onun için tekrar diyorum ki, medyanın her dalı bir okuldur. Bu okullar, esas desteğini aldıkları topluma hizmeti gaye edinmelidir.
        Hiçbir yayın organı, çıkar amacıyla şunun bunun maşası-kuklası olmaksızın bulundukları topluma daima ama daima gerçekleri yansıtmalıdır.
        Aksine hareket edenler belki, belli bir süre için iyi nefes alabilirler. Ama yaptıkları
topluma büyük bir ihanettir. 
        İhanet edenler ise (hainlerse), vakti-saati gelince (er geç) cezasını çekerler.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder